Cumhurbaşkanımız tarafından dün Memur ve Memur Emeklilerinin 2023 yılı zam oranı %25 olarak açıklanmıştır. Yapılan bu zam oranı güncel ekonomik koşullar ve memurların alım gücü düşünüldüğünde gerçeklerden çok uzaktır. 2021 yılında başlayan ve 2022 yılında devam eden zam fırtınaları Türkiye’de ücretli çalışanların alım gücünü büyük oranda düşürmüştür. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) tarafından açıklanan “Açlık ve Yoksulluk Sınırı Aralık 2022” araştırmasına göre Ankara’da yaşayan 4 (dört) kişilik bir ailenin açlık sınırı 8.130,00 Türk Lirası (TL) olarak açıklanmıştır. Yapılan son %25’lik zam ile birlikte birçok memur emeklisinin maaşı açlık sınırın altında kalmıştır. Yaşanan bu tabloda parantez açılması gereken bazı noktalar vardır;
İlk parantez Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) açılması gerekmektedir. Açıkladıkları enflasyon oranları piyasa gerçeklerinden tamamen uzak bulunmaktadır. Zaten çalışanlara enflasyon oranı üzerinde yapılan zamlar bu durumun tezahürüdür. Son yıllarda açıkladıkları gerçekçi olmayan enflasyon oranları ile çalışanların alım gücünün düşmesinde önemli bir payları bulunmaktadır.
İkinci parantez yetkili ama etkisiz sendikayadır. 2022 yılı için %12, 2023 yılı için %14 rakamına hangi ekonomik verilere dayanarak imza atmışlardır. Attıkları imzalar daha kurumadan sözde kazanımları eriyip gitmiştir. Açıklanan bu son zam oranına gerçekten karşıysalar tepkilerini sosyal medyada değil de alanlarda görmek isteriz. Ayrıca sendikal örgütlenmeye darbe vuran son yasada göstermiş oldukları hünerleri açıklanan son zam karşısında da görmek isteriz.
Üçüncü parantez ise hükümetimizedir. 2023 yılı vergi ve harç oranları değerleme oranı %122,93 olarak açıklanmışken, asgari ücret %54,5 oranında artırılmışken memur ve memur emeklilerinin maaşı neden %25 oranında artırılmıştır.
Sendika olarak talebimiz tüm çalışanların 2023 yılı ücretlerine devletin kendi alacakları için belirlemiş olduğu %122,93 oranında zam yapılmasıdır.
ERSİN ALAGÖZ
GENEL MALİ SEKRETER