ASRIN AFETİ NASIL ASRIN FELAKETİNE DÖNÜŞTÜ
(Üç Maymunu Oynamak)
Ülkemiz ve yaşadığım şehir Malatya 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli
7.7 ve 7.6 şiddetinde iki depremle sarsıldı. Resmi rakamlara göre 50 bini aşkın yurttaşımız
yaşamını yitirdi. Yazıma başlamadan önce bu depremlerde yitirdiğimiz yurttaşlarımızı
saygıyla anıyor ailelerine ve yakınlarına Allah’tan sabır diliyorum.
Türkiye’de siyasetçiler vatandaşların yapmış olduğu yanlışları görmezden gelir bunun
karşılığında vatandaş ise siyasetçilerin yaptığı yanlışları görmezden gelir. Yaşadığımız bu
büyük afetin nasıl bir felakete dönüştüğü ise bu ahlaksız ikilemde gizlidir. Malatya ili
örneğiyle bu durumu biraz anlatmak istiyorum. Çok değil yaklaşık 3 yıl önce takvimler 20
Ocak 2020’yi gösterdiğinde ilimiz Elazığ Sivrice merkezli 6.8 şiddetinde bir depremle
sarsıldı. Malatya merkezde yıkım ve ölüm olmamış ancak yapı stokunun eski olduğu
mahallerde ağır hasarlar oluşmuştu. Ayrıca yeni yapılaşmaya açılan tarım arazilerinin
üzerinde bulunan yeni yapılar bile bu depremde çeşitli hasarlar almıştı O günlerde TV’ye
çıkan birçok uzman Kahramanmaraş’a dikkatleri çekmiş bölgede uzun yıllardır deprem
olmadığını dikkat edilmesi gerektiğini eğer olursa başta Malatya olmak üzere bölge
şehirlerinin olumsuz etkileneceğini ifade etmişti. Ahlaksız ikilem bu süreçte yaşanmaya
başladı ağır ve orta hasar alan birçok bina bir daha deprem olmayacak gibi gerek
vatandaşların talebi gerek siyasilerin eliyle az hasarlı ya da hafif hasarlıya çevrilmişti.
Yapılaşmanın olmaması olduysa da en fazla 3-4 katlı binaların olması gereken tarım arazileri
Fahri Kayhan, Bostanbaşı gibi semtlerde 15-20 katlı binalar hızla devam ediyordu. Bu
semtlerde daire fiyatları artık milyonlarla ifade ediliyor yerel yönetimler tarafından cazibe
merkezleri haline getiriliyordu. İnsanımız artık o bölgedeki sözüm ona lüks rezidans ve
sitelerde yaşamayı ayrıcalık kabul ediyordu. İşte bu ortamda 6 Şubat 2023 saat 04.17
gösterdiğinde ilimiz önce 7.7 yaklaşık 9 saat sonra 13.24’de 7,6 şiddetinde iki depremle
sarsıldı. Ses çıkarmadığımız çıkaranı ise hor gördüğümüz tüm ahlaksızlıklar bir tokat gibi
yüzümüze çarptı. Oysaki bilim yıllar önce bölge halkını ve yetkilileri uyarmıştı. Yüzümüze
çarpan tokatlar kısaca neydi? Şehirlerin isminin önüne büyükşehir yazmakla şehrin aldığı
hizmetin büyümediği apaçık ortaya çıktı. Depremin üzerinden 45 günü aşkın süre geçmesine
rağmen şehrin suları hala çamurlu akıyor. Felaketin ilk saatlerinden itibaren gördük ki yerel
yönetimlerin böyle bir duruma karşı ne bir hazırlığı nede bir planı var. İlimizde kentsel
dönüşüme kaynağı olmayan Yeşilyurt Belediyesi ve Battalgazi Belediyesinin lüks villa
projelerine kaynak ayırması bu projelerle yılın belediye başkanları ödülünü almaları büyük bir
ironi değimlidir? Her afetten sonra söylenen devletin tüm kurumları sahada klişesi bir diğer
konudur. Zira afet ile mücadele sadece afetten sonra yapılması gerekenler değildir devletin
tüm kurumları affeten önce sahada olmalıdır. Sosyal medya üzerinden yapılan reklam
yöneticiliği çark etmiştir. Reklamdan başka hiçbir şey bilmeyen yöneticilerin deprem
üzerinden kendi reklamlarını yapmaya çalışmaları basiretsizliklerini göstermiştir. Liyakatsiz
yöneticilerin atandığı asırlık kurumların içlerinin nasıl boşaltılıp bir çiftliğe dönüştürüldüğü
kamuoyunun takdirindedir. Her krizi fırsata çeviren rantçıların deprem öncesinde-sonrasında
ev kiralarını ve fiyatlarını fahiş şekilde artırdıkları incelenmesi gereken bir diğer gerçektir.
Yaşanan her felaketi kadere bağlayıp depremlerin değil binaların öldürdüğü gerçeğinin
kaçıncı kez yüzümüze vurulması gerekmektedir.
Ersin ALAGÖZ
GENEL MALİ SEKRETER