11 Ayın sultanı mübarek Ramazan ayının son günlerini yaşadığımız şu günlerde içimizde bayrama ulaşmanın verdiği tatlı bir sevinç yaşarken terör devleti İsrail’in Mescid-i Aksa’ya düzenlediği hunharca saldırı bu sevinci gölgeledi. Dikkatle takip edilirse İsrail her Ramazan ayında bu ve benzeri saldırılarının dozunu biraz daha artırarak Mescid-i Aksa’yı giderek yalnızlaşmaya çalıştırıyor. Bu hadsiz saldırılara cüret edebilmesinin temelinde ise İslam Dünyasının bölünmüşlüğünden sonu olmayan mezhep, tarikat, cemaat savaşlarından faydalanıyor.
1969 yılında fanatik bir Yahudi tarafından Mescid-i Aksa’yı yakma teşebbüsünden sonra dönemin İsrail başbakanı Golda Meir şu ifadeleri kullanıyor “ O gece sabaha kadar korkumdan uyuyamadım. Zannediyordum ki Müslümanlar dört bir yandan İsrail’e girecekler. Lakin sabah oldu ve korkulan olmadı. İşte o zaman idrak ettim ki biz dilediğimizi yapabiliriz.” Bu cüretkârlıkta asıl sorumluluk kendi halklarında saldırmada ve despotik rejimlerini korumak için aslan kesilen Arap Devletlerinin İsrail karşısında kediye dönmesidir.
Bugün Mescid-i Aksa’nın duvarlarına Türk bayrakları asılıyorsa biz ne kadar inkar edip uzaklaşsak da necip Türk Milletine tarihin verdiği bir sorumluluğun göstergesidir. Bu noktada ATORSEN olarak İsrail’in Mescid-i Aksa’ya gerçekleştirdiği terör saldırısını şiddetle kınıyor bu noktada devletimizin verdiği her türlü tepkiye sonuna kadar destek veriyoruz.
Yaşasın Bağımsız Özgür Filistin !
Mescid-i Aksa Yalnız Değildir !
Kahrolsun ABD ve İsrail !
Ersin ALAGÖZ
GENEL MALİ SEKRETER