Ülkemizin ve dünyanın sayılı iç denizlerinden olan Marmara Denizi ne yazık ki son dönemlerde can çekişiyor. Türkiye nüfusunun 25 milyona yakını bu denizin çevresinde yaşamaktadır. Ayrıca ülkemizin büyük sanayii kuruluşları da bu bölgede bulunmaktadır. Dünyanın en kirli nehirlerinden olan Tuna Nehri dolaylı yoldan Ergene Nehri ise doğrudan Marmara Denizini doğrudan kirletmektedir. İnsanoğlunun doğaya verdiği zararlar geri dönülemeyecek noktalara evrilmiştir. Küresel ısınmanın etkileri gerek deniz suyu sıcaklıklarının artması gerek mevsimsel dengesizlikler olarak giderek hissedilir seviyelere ulaşmıştır. Doğal olmayan bu aşırı yüke Marmara Denizi daha fazla dayanamamıştır. Belirli dönemlerde verdiği hastalık belirtileri tedavi edilemeyince artık komaya girmiştir.
Marmara Denizinde yaşanan bu felaketin çevresel etkilerinin yanı sıra ülke ekonomisine ciddi zararlar vereceği kuvvetle muhtemeldir. Özelikle turizm ve balıkçılık sektörü olumsuz olarak etkilenecektir. Bu olumsuzlukları en aza indirmek adına Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız tüm Marmara Denizi koruma alanı ilan ederek ilk adımı atmış ve sonrasında denizde oluşan müsilajın temizlenmesi için çalışmalara başlamıştır. Çevrenin korunması ve temiz tutulması sadece bakanlıkların ve belediyelerin görevi değil hepimiz için insani bir görevdir. Bu görevden kaçınmanın sonuçları çevre felaketleri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Vatan sevgisi sadece bayrak sevgisi değil aynı zamanda ülkenin dağına taşına ormanına kısacası doğasına da sahip çıkmaktadır. Bu sevgiyi küçük yaşlarda çocuklarımıza aşılamak temel insani görevlerimizden biridir.
Ersin ALAGÖZ ATORSEN Mali Genel Sekreteri